- Ana Sayfa
- Üstad Abdüsselâm Yâsin
- Biyografisi
Üstad Abdüsselâm Yâsin’in Hayatının Ana Hatları

Asil bir aile ve Kur’ani bir okul ortamında:
Üstad Abdüsselam’ın babasının ismi Muhammed İbn Selamdır. Onun da babasının ismi Abdullahtır. Bunlar, Fas’ın güneyinde, Ayet Behiy ismiyle ünlü meşhur bir aileye mensupturlar. Bu aile, Mağrib tarihinde büyük bir şöhrete sahiptirler; çok büyük hayırlarla yâd edilirler. Bunlar İdrisi’lerin eşrafıdırlar.
Üstad Abdüsselam, 1347 Hicri, 1928 Miladi, Rebiül-Evvel’in 2. gününün sabahında doğmuş; çocukluğu ve ilk gelişmesi, hem çöl hem şehir ortamı sayılan bir çevrede gerçekleşmiştir. Küçük aile, Merakes şehrinde ikamet etmekle beraber, sürekli olarak çöl hayatı ile de irtibatlı idi. Abdüsselam, henüz çocukken sık sık çöle gider; orada insanların nasıl doğal yaşadığını görüyordu. Çöl ile ve çölün çevre ve sosyal hayatı ile olan irtibat, Abdüsselam’ın bütün hayatında güçlü bir etki bırakmıştır.

Erken çocukluk döneminde Allah ona Kur’an’ı ezberlemeyi nasip ettikten hemen sonra Allah âlim, mücahit bir adamı ona tahsis etti. Abdüsselam ilk hidayet ışınlarını bu zattan aldı.
Bu adam Muhammed El-Muhtar Es-Susi idi. Muhammed El-Muhtar tanınan; edebiyat, dil, tarih ve diğer alanlarda yazdığı kitaplarla meşhur bir zattır. Mağrip Milli Hareketinin komutanlarındandır. Fas şehrinden Merakeş’e döndükten sonra çocuk Abdüsselam’ın evinin olduğu mahallede bir okul kurar.
El-Muhtar Es-Susi’nin bu okuldaki öğrencileri, mahalledeki çocuklara bilginin özünü aşılıyorlardı. Onlara Kur’an ve Arapçanın temel esaslarını öğretiyorlardı. Abdüsselam da bu çocuklar içindeydi.
Öğrenmek İçin Güçlü Bir İstek:
Kalbini, Kur’an ayetleri ve sureleriyle dolduran[1]bu gençteki zekâvet ve üstünlük belirtileri, insana birçok şey vaad ediyordu: Ta 12 yaşında iken Arapça kurallara göre konuşur; şiir parçalardı. Sessiz ve güçlü adımlarla, ilmini arttırmaya doğru yürüyordu. Artık İbn Yusuf’un kolejine girmeye layıktı. Burası Karawin Üniversitesine[2] bağlı dini bir okul idi. Gencimiz, bu okulda dört yılını geçirdi. Dildeki üstün birikimiyle akranlarından üstün oldu. Bu dönemin sonunda yabancı dilleri öğrenmeye de yöneldi. Henüz 19’unda iken, yabancı diller merakı yanında eline geçen her türlü dergi ve kitabı okumaya çalışıyordu.
Üstad Abdüsselam, İbn Yusuf Kolejinde 4 yılını birincilikle bitirince öğretmen okulu imtihanlarına katıldı ve kazandı. Bu imtihanı kazanması, onun dünyasında yeni bir âlemin açılmasına önemli bir sebep oldu. Bu nokta, onun artık kendi kendine öğrenmenin uzun yürüyüşünün başlangıcı oldu. Merakeş’ten Ribat’a taşınmasında çok parlak bir fırsat eline geçti. Ribat’a değişik yönlerden gelmiş olan öğrencilerle tanıştı, fikir alışverişinde bulundu, onlarla iletişime geçti. Bütün bunları da teneffüs ve etüd salonlarında yapıyordu. İşte bu birikim, yarış elemanı gibi olan Abdüsselam’ın hayatında çok büyük bir etki bıraktı. Onun gücünü ve bilgisini geliştirdi. Değişik dilleri öğrenmek için ona güçlü bir başlangıç yaptırdı.

Onun Fransızcaya olan güçlü yönelişi, İngilizce ve Rusça gibi diğer dilleri öğrenmesine engel olmadı. Bu öğretmen okulunda mezun olduktan sonra El-Cedide şehrinde bir ilkokula tayin edildi. Annesiyle beraber buraya taşındı[3].
Bu yeni işin yükü, bizim genç öğretmenimizin daha çok öğrenme ve yükselme teşebbüslerine engel olmadı. Çünkü birkaç sene içinde Ribat’taki Kral 5. Muhammed Üniversitesine bağlı İslami Araştırmalar Yüksek Okulunun derslerini verdi. Kısa bir zaman sonra da diploma aldı. Arapça ve Tercüme Doktoru olarak Merakeş’e taşındı. Üç sene eğitim hayatından sonra, Bakanlıkta ilköğrenim müfettişi oldu.
Zengin bir İdari ve Eğitim Tecrübesi:
Fas’ın Fransızlardan özgürlük dönemi geldi; 1956. Üstad Abdüsselâm, idarenin anahtarlarını Fransızlardan alan Mağribli memurların ilk grubundandır. Dolayısıyla eğitim Bakanlığında birçok eğitim ve idari, makam ve sorumluluklar arasında dolaştı. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Değişik bölgelerde ilköğrenim ve ortaöğrenim müfettişlik görevini iyileştirme..
- Bakanlığa bağlı birçok yapısal kurumun başkanlığı..
- Yurt dışında birçok pedagojik kurslara katılmak: Fransa, ABD, Lübnan, Tunus, Cezayir..
- Birçok pedagojik kitap ve program yazmak.. Bunlardan bazıları: Pedagoji Kurmayı Nasıl Yazarım. Eğitim Konusunda Hatıralar, Eğitim Metinleri...

Bu çalışmalar ve sorumluluklar ve benzeri şeyler, çok zengin bir tecrübe kazanmasına sebep oldu. Üstad Yasin’e çok geniş bir bakış açısını verdi. O, bu bakışla, istiklalden sonra; Fransız sömürgeciliğinden beri olumsuz giden, toplum ve devlet çarklarının delmeye başlayan sosyal hastalıkları ve mikropları gördü.
Kayırmacılık, rüşvet, fırsatçılık değişik seviyelerde birçok biçim ve şekilde ortaya çıkmıştı. Bu durum, dikkatleri, mesleki ve sosyal hayatındaki çevresinde üstün bir ahlaka sahip olan Üstad Abdüsselâm’a çevirmişti. Çünkü Üstad istikametiyle, adaletiyle, doğruyu ve haklıyı haykırmasıyla meşhur bir zat idi..
Üstad Yasin’in Hayatında Kısmi Değişiklik:
1965’te mesleki ve sosyal konumunun zirvesinde iken Üstad Abdüsselâm büyük bir değişimin arifesinde idi. Daha sonra o, El-İhsan kitabında bu değişimi şöyle ifade eder: “Ben kırkıma girmiştim. Rauf ve Rahim olan Allah bana bir uyanış nasip etti. Kalbim dalıyor; fikrim Allah ve ahiret konularında yenileniyordu. Bir isteğe doğru taşındığımı gördüm: Ya Rabb sana doğru gelen yol nasıldır? diye düşünüyordum. Allah’a doğru giden yolda başarılı olan ermişlerin kitaplarına baktım. Hepsi de yola çıkmadan önce bir arkadaş tavsiye ediyorlardı.
“Ya Rab ben senden başka kimden yardım alabilirim?” diye sorguladım. Böyle bir girişim acaba şirk olur mu, diye tereddüt ettim. Fakat ibadet, zikir, mücahede ve tilavette bir müddet geçirdikten sonra, gayet açık olarak gördüm ki; Allah’ın yanındaki şeyleri istemek, Allah’ı istemekten farklıdır. İbadetler, amel-i salihler- o da eğer onda ihlâs varsa ve şefkatli Allah onları kabul ederse- her gönlün istediği bir şeydir. Fakat beni ihsan makamlarına ve irfan bahçelerine çıkartacak başka bir şey olmalı. Bu durumda üzüntüm artı, nefsimi sildim. Yalvardım, ağladım. Bunun ardından çok bağışlayıcı olan Allah’ın lütufları beni bir Arif-i Billâh, Rabbani bir zat ile tanıştırdı. Onunla yıllarca arkadaş oldum. (Allah’ın rahmeti onun üzerinde olsun.) İşte o zaman bendeki tıkanıklığı anladım. Ve bu tıkanıklığın neden kaynaklandığını; bunu nasıl aşacağımı nerede, ne zaman ve nasıl yapacağımı bildim. Allah’a sonsuz hamd ve şükür! Samimi olarak insanlarla ilgilenen ehlullaha da sonsuz teşekkürler. Çünkü bunlar, insanlarla ilgilenirken sadece Allah’tan korkarlar. Allah’tan başka bir beklentileri yok. Bunlara can u gönülden teşekkür ederim. La ilahe illallah – Muhammedur-Rasulullah[4]

Üstad Abdüsselâm, Budişisi, Kadiri dergâhının kucağında, Şeyh Abbas (R.A) sohbetinde ve ondan sonra gelen onun oğlu Hamza’nın sohbetinde 6 sene kaldı. Nihayet Dergâh ile aralarında bazı ihtilaf noktaları oluştu. Çünkü Üstad Yâsin, müridlere nasihat ediyor; onları yönlendiriyordu. Çünkü dünyevileşme ve dini görevlerin ihmali, Dergâhı tehdit ediyordu. Nitekim Davet ve Devlet Arasında İslam (1972) ve Yarınki İslam (1973) kitaplarında da ifade ettiği gibi; bu durum onun yavaş yavaş Dergâhtan uzaklaşmasına sebep oldu. Fakat onun Fas Kralına gönderdiği
Güçlü Siyasi Bir Duruş:
Üstad Abdüsselâm Yâsin 1974’te, meşhur İslam veya Tufan isimli bir mektubu, önceki Fas Kralı II. Hasan’a (1929-1999) gönderdi. Bu uyarıcı, yönlendirici ve öğüt verici bir mektup idi. Bu mektup, içindeki konular açısından ve o dönemin belirgin siyaseti açısından hem üslup olarak hem mana olarak güçlü bir mesaj idi.
Bu mektubun dayandığı genel şartlar, bugün bilindiği üzere kor ve kurşun yıllarıdır. Siyaset arenasında yaşanan mücadele doruğuna çıkmış, Kraliyet kurumu, ordu ve sosyalist muhalefet arasındaki güç mücadelesi zirveye çıkmıştır. Ortama hâkim olan siyasal dil; şiddet, suçlama ve karşılıklı ihanet ithamlarıdır. Dönemin en belirgin özellikleri, doğrudan kralın hayatını hedef alan ve sürekli tekrarlanan ihtilal girişimleridir.
Yüz sayfayı aşan bu mektubun satırları arasında yer alan içeriklere bakıldığında görülür ki, Üstad Abdüsselâm, iktidarı için endişelenen Krala açık ve net bir dille öğüt veriyor. Mektupta kullanılan dil, sufi dergâhından ansızın çıkan bir adamın zikir ehline özgü maneviyatla beslenen bir mücahit çehresini yansıtıyordu. Kralı İslam'a ve dini kurallarına dönmeye çağırıyor, Raşit Halife Ömer bin Abdülaziz'i örnek olarak gösteriyordu. Yüce Allah bu büyük Halife ile hem dinini hem de Müslümanları yüceltmişti. Mektup Allah'a ve halka karşı dürüst olmayı kanıtlamak üzere Kralın atması gereken adımların tamamını açıklıyordu.
Mektup bu kadar güçlü, net ve cüretkâr olunca, aynı zamanda Kralın eline geçen nüsha, ülkenin tanınmış âlim ve aydınlarına ulaşınca, bu mektubun doğrudan ödülü, Üstad Abdüsselâm Yâsin’in hiç yargılanmadan tutuklanması ve üç yıl altı ay süreyle hapse atılması oldu. Bu sürenin bir bölümü Akıl ve Göğüs Hastalıkları hastanesinde geçer. Bu tutukluluk döneminde Üstad Krala yönelik davet ve öğütlerindeki ısrarını ifade etmek üzere ikinci bir mektup, Fransızca olarak kaleme alınır.
Cemaatin kuruluşu:
Üstad Abdüsselâm Yâsin, hapisten çıktıktan sonra, sözüyle ve davranışlarıyla hakka ve hidayete davet faaliyetini sürdürmüş bu çerçevede camide ders vermeye başlamıştır. Bu faaliyetinin yasaklanması üzerine İslami faaliyetin rotasını düzeltme hususunda telif çalışmalarına yönelmiştir. Bu esnada, davet sahasında faaliyeti olanlarla diyalog ve görüşmelerini devam ettirmiştir. Görünüyor ki, Üstadın yürüttüğü bu diyalog ve koordinasyon girişimi, umulan reaksiyon ve kabulü görmemiş; bunun üzerine Üstad ve arkadaşları 1981 yılında "Cemaat Ailesi" adıyla bir hareketin kuruluşunu açıklamışlardır.
Fakat bunu yaparken "Cemaat" dergisini[5] ve ardından "es-Subh" ve "el-Hitâb" gazetelerini yayınlamaya başlayarak aktif oldukları medya vitrinine devam etmişlerdir. Bu yayın organlarının hepsi de yönetimin baskısına, yasaklarına ve toplatma kararlarına maruz kalmıştır. Üstad Abdüsselâm, davet ve davetçileri destekleme iddiasında bulunan Kral İkinci Hasan'ı eleştirdiği "Söz ve İş" başlıklı yazısı sebebiyle iki yıl da hapse girmiştir. Ancak Üstadın çilesi 1985 yılı aralık ayında hapisten çıkmasıyla son bulmamış, bilakis güvenlik güçleri 1989 yılı aralık ayına kadar evinin etrafından güvenlik çemberi oluşturarak kendisine mecburi ikamet uygulamışlardır.

Mecburi ikamet süresi on yıla çıkarılmasına karşın Üstad, imkân bulduğu kadar telif, davet ve yoldaşları ile görüşme faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu dönemde dikkat çeken en önemli hadise, Üstadın yeni Kral Altıncı Muhammed'e yönelik yazdığı "İlgili Makama Dilekçedir" başlığı altında kaleme aldığı mektubudur. Bu mektubunda da Kralı, halkı ve halkının çıkarları hususunda Allah'tan korkmaya, babası zamanındaki haksızlıkları gidererek hakları iade etmeye davet etmiştir. "Ya İslam, Ya Tufan" başlıklı mektubunda babası İkinci Hasan'a yaptığı gibi ona da aynı öğüdü vererek adil halife Ömer bin Abdülaziz'i örnek almasını istemiştir.
Mecburi İkamet Sonrası:
Üstadın mecburi ikameti 2000 yılının Mayıs ayında kaldırılmış ve kendisi 19 Mayıs 2000 günü sokağa çıktıktan sonra ilk iş olarak Cuma namazını kılmaya gitmiştir. Ertesi gün yerli ve yabancı basın organlarının katıldığı bir basın toplantısı düzenlemiştir. Sonraki haftalarda Üstad Abdüsselâm, Fas içinden ve dışarıdan gelen dava ve fikir adamlarını, İslami Hareketlerinin ileri gelenlerini ve onların mektuplarını getiren elçileri kabul etmiştir. Geçen birkaç gün zarfında Adalet ve İhsan Cemaatinin genç, yaşlı, kadın üyeleriyle beraber Fas halkından binlerce kişiyi kabul etmiştir.
Daha sonra bizzat kendisi Fas'ın şehirlerini Kuzey'den Güney'e, Doğu'dan Batı'ya dolaşmış ve bu gezileri haftalarca sürmüştür. Gezileri esnasında çeşitli il ve ilçelerdeki Adalet ve İhsan Cemaati üyeleri ile bir araya gelmiş, Fas halkının muhtelif kesimlerinin katıldığı mitinglere katılmıştır. Mecburi ikametin kaldırılma tarihinin üzerinden bir yıldan az bir süre geçtikten sonra bu gezinin bir yenisi düzenlenmiştir.

Üstad Abdüsselâm Yâsin’in, yıllarca devam eden diğer sohbetleri gibi her Pazar günü yapılan ve internette yassine.net sitesi üzerinden canlı olarak yayınlanan sohbetlerine yoğun ve güçlü bir katılım söz konusudur. İlim, davet ve eğitimle dolu faaliyeti, günümüzde hâlâ devam etmektedir.

Telif ve yazıyla dolu uzun bir yol:
Üstad Abdüsselam Yasin, ilmi değişik kaynaklardan öğrenme konusunda çok istekli bir şahsiyettir. Gerek evinde gerek hapishane hayatında sürekli okuma ve incelemeye devam etmiş, yolculukta veya evinde bulunması bunu değiştirmemiştir. Telif, geçmişte olduğu gibi, bugün de ümmetin endişelerine, zaman ve mekân boyutunda sürekli yenilenen ihtiyaçlarına cevap verebilen İslamî bir düşüncenin yaşaması için tükenmez kaynaktır. Üstad, eğitim ve öğretimle ilgili birçok pedagojik çalışmaya imza attıktan sonra fikrî kitaplar telif etmeye başlamıştır. Aşağıda bu eserlerin listesi bulunmaktadır:
بدأ الأستاذ المرشد مسيرة التأليف بطائفة من الأعمال البيداغوجية المرتبطة بمجال التربية والتعليم، ثم انتقل إلى إصدار المؤلفات الدعوية التي شكلت لبنات في مشروع "نظرية المنهاج النبوي".
فقد انطلق هذا المشروع بكتابي "الإسلام بين الدعوة والدولة" 1972 و"الإسلام غدا" 1973 اللذين وضعا أسس ومنطلقات "مدرسة المنهاج النبوي" ثم كتاب "المنهاج النبوي تربية وتنظيما وزحفا" 1982 الذي تضمن المعالم الكبرى لهذه المدرسة من خلال تقديم تصور تربوي وتنظيمي متكامل للعمل الإسلامي، (لذلك يعد هذا الكتاب الإطار الإيديولوجي لجماعة العدل والإحسان) ثم جاءت كتب أخرى تفصل مفردات هذا التصور في مختلف المجالات، مثل:
- كتاب "الإسلام والقومية العلمانية"، 1989 الذي يتناول الموقف من النزعة القومية وما جنته على الأمة، ومن الأطروحة العلمانية.
- كتاب "نظرات في الفقه والتاريخ"، 1990 الذي يبسط النظرة إلى تاريخ المسلمين وعلاقته بتطورات الفقه الإسلامي.
- كتاب "تنوير المؤمنات" في جزأين، 1996 الذي يطرح فيه الأستاذ ياسين موقع المرأة المسلمة في معركة التغيير والبناء؛ بتحرر كامل من النظرة التقليدية المتزمتة والنظرة الغربية المتحررة.
- كتاب "الإحسان" في جزأين، 1998-1999 وهو عماد "مشروع المنهاج النبوي" بما تضمنه من تحليل عميق لما عرف بالتصوف، وتأكيد على محورية الأساس التربوي في العمل الإسلامي ؛ وهو بذلك توضيح لمضامين "الإحسان" الشطر الثاني من شعار مدرسة المنهاج النبوي أي "العدل والإحسان".
- كتاب "العدل: الإسلاميون والحكم"، 2000 يمثل هذا الكتاب تنظيرا شاملا للحكم الإسلامي وعقباته، وسبل مواجهتها، وهو بذلك توضيح لمضامين "العدل" الشطر الأول من شعار مدرسة المنهاج النبوي أي "العدل والإحسان".
- كتب "حوار مع الفضلاء الديمقراطيين"، 1994 و "في الاقتصاد: البواعث الإيمانية والضوابط الشرعية"، 1995 و"الشورى والديمقراطية"، 1996 و"حوار الماضي والمستقبل"، 1997 و"حوار مع صديق أمازيغي"، 1997 : فيها بسط لنظرة مدرسة المنهاج النبوي إلى عدد من القضايا والإشكالات المعاصرة مثل الديمقراطية والاقتصاد الرأسمالي والاشتراكي والمسألة الأمازيغية.
- كتاب "Islamiser la modernité" (الإسلام والحداثة): يتضمن دراسة لإشكالية العلاقة مع الغرب وتصوراته للحداثة والعقلانية وغيرها.
وفيما يلي لائحة كتب الأستاذ عبد السلام ياسين التي يمكن الاطلاع على أغلبها في موسوعة " سراج" :
Arapça Kitapları:
- Davet ve Devlet Arasında İslam, 1972
- Yarınki İslam, 1973
- İslam veya Tufan (Ölen Krala açık mektup; fakat baskısı ve yayınlanması genele yönelik olmamıştır), 1974
- Batılılaştırılmış Seçkinlerle Diyalog (Tercüme edilmiş), 1980
- İslam Terazisinde Kraliyet Çağının Mesajı, 1980
- Peygamber Yolu: Eğitim, Örgüt ve Ordu, 1982
- İslam ve Leninist Marksizme Meydan Okumak, 1987
- Büyük Adamlar (İhsan Dizisinin I. Cildi), 1987
- Metod Konusunda Girişler, 1989
- İslamiyet ve Laik Milliyetçilik, 1989
- Fıkıh ve Tarihe Bakışlar, 1989
- Parçalar (Şiir Divanı), 1992
- Vahyin Egemenliği ve Hevanın Baskısı Arasında Müslüman Aklın Çilesi, 1994
- Değerli Demokratlarla Diyalog, 1994
- Zikir Risalesi (İhsan Risaleleri Dizisinin İlki), 1995
- İktisat Hakkında: İmani Faktörler ve Şer’i Kurallar, 1995
- Kız ve Erkek Öğrenciler Risalesi (İhsan Risaleleri Dizisinin II), 1995
- Mümin Kadınları Aydınlatma (2 Cilt), 1996
- Şura ve Demokrasi, 1996
- Vaaz Şiirleri (İhsan Risaleleri Dizisinin III), 1996
- Geçmiş ve Gelecek Diyaloğu, 1997
- Emazygi Bir Dost ile Diyalog, 1997
- El-İhsan I. Cilt, 1998
- İmanımızı Nasıl Tazeleriz, Allah ve Peyagmber İçin Nasıl Samimi Oluruz (Peygamber Metodu Dersleri Dizisinin I. Kitabı), 1998
- Fıtrat ve Kalbin Tedavisi (Peygamber Metodu Dersleri Dizisinin II. Kitabı), 1998
- El-İhsan II. Cilt, 1999
- İlgili Makama Bir Hatırlatma (Kral 6. Muhammed’e yazılan bir mektuptur. Fransızca olarak yazılmıştır. Arapçaya ve başka dillere çevrilmiştir), 1999
- Kalplerin Sağlığı (Peygamber Metodu Dersleri Dizisinin III. Kitabı), 1999
- Zorluklara Katlanmak (Peygamber Metodu Dersleri Dizisinin IV. Kitabı), 1999
- Adalet: İslamcılar ve Yönetim, 2000
- Desteler (Şiir divanıdır. 3 parçası basılmıştır), 2000
- İslam ve Modernizm (Tercüme edilmiştir), 2000
- İlim Risalesi, 2001
- Hilafet ve Krallık, 2001
- Başkaldırı ve Reform Adamları, 2001
- Müminin Gündüz ve Gecesi, 2002
- Bedel (Peygamber Metodu Dersleri Dizisinin V. Kitabı), 2004
- Sünnetullah, 2005
- İslam Geleceği İçin Bazı Girişler, 2005
- Müminin Gündüzü ve Gecesi (Bir kitapta İngilizce ve Arapça olarak basılmıştır), 2007
- Ümmetin Önderliği, 2009
- Kur’an ve Peygamberlik, 2010
Fransızca Kitapları:
- La révolution à l'heure de l'ISLAM, 1980
- Pour un dialogue avec l'élite occidentalisée, 1980
- Islamiser la modernité, 1998
- Mémorandum à qui de droit (Lettre ouverte à Mohamed IV, roi du Maroc), 1999
İngilizce’ye Çevirilenler:
- Memorandum: To Him Who Is Concerned (Traslation of an open letter in French to the country’s new king, Mohamed VI), 1999
- Winning the Modern World for Islam, 2000
- The Muslim Mind on Trial: Divine Revelation versus Secular Rationalism, 2003
- Day and Night Schedule of the Believer (A book in Arabic and English), 2007
Almanca’ya Çevirilenler:
- Memorandum an wen es angeht, 1999
- Islamischer Vernunftappell an die Moderne, 2000
- [1] Bu konuda Üstad Abdüsselâmın Kur’an-ı Kerimi çok erken bir yaşta ezberlediği anlatılır.
- [2] Karawin Üniversitesi Mağrib Fas şehrindedir. Dünyada ilk kurulan üniversitedir.
- [3] Üstad Abdüsselâm, öğretmen lisesini bitirdiği 1947’nin sonunda onun babası vefat etmiştir. (Allah ona rahmet etsin).
- [4] Yâsin Abdüsselâm, El-ihsan 1.Cilt Darul-Beyda; Darul-Afak, 130 sayfalık baskı.
- [5] El-Cemaa Dergisinin ilk sayısı Şubat 1979’da çıkmıştır.